4. İSTANBUL TASARIM BİENALİ’NİN TEMASI AÇIKLANDI!
OKULLAR OKULU
Dünyadaki bilgi miktarı, her iki yılda bir, iki katından da fazla artıyor. İnsanlar daha önce hiç olmadıkları kadar bilgililer. İşinize de, aklınıza da sahip çıkabilmenin tek yolunun hayat boyu öğrenmeye devam etmek olduğu söylenip duruyor. Karatahtaların, sözlülerin, ezberlenmiş çarpım tablolarının, ceplerimizdeki cıvıl cıvıl eğlencelikler karşında en ufak bir şansı kalmadı. Bu esnada makinelerin kendileri de öğrenmeye başladılar. Sonunda insanların yapacağı bir şey kalıp kalmayacağı ve hangi insani yetilerin yerlerinin doldurulamaz olduğu merak konusu. Acaba okula dönmenin ve okulu baştan tasarlamanın vakti geldi mi?
İstanbul Tasarım Bienali, tarihsel açıdan zengin bir bağlam içinde kurulmuş bir “tasarım üzerine eleştirel düşünme alanı” olarak, hem tasarımın hem de tasarım eğitiminin üretimini ve çoğaltılışını sorgulama imkânı sunuyor. 2018’deki 4. İstanbul Tasarım Bienali, önceki tasarım bienallerinin mirasının üzerine ekledikleriyle kendini yeniden icat ederek araştırma, deney yapma, kentten ve ötesinden yeni bir şeyler öğrenme imkânı sunan, üretken, süreç odaklı bir eğitim ve tasarım platformuna dönüşmeyi hedefliyor.
Geleneksel tasarım etkinliklerine dair zaman ve mekân anlayışını esneten bienalin, tasarım ve eğitim için alternatif yöntemler, sonuçlar ve biçimler üretilmesini sağlarken küresel boyuttaki ivmeye de ayak uydurabilecek, yılın tümüne yayılan bir programı olacak. Okullar Okulu, yaratıcı üretimi, sürdürülebilir işbirliklerini ve toplumsal bağlantıların kurulmasını teşvik eden bir dizi dinamik öğrenme biçimi ortaya koyacak. Sekiz ayrı temayı inceleyen bu öğrenme yeri, güçlenmek, düşünmek, paylaşmak ve odaklanmak için bir ortam sağlayacak ve belirli durumlara karşılık veren cevaplar sunacak. Ölçüler ve Haritalar, Zaman ve Dikkat, Akdeniz ve Göç, Felaketler ve Depremler, Yiyecekler ve Gelenekler, Örüntü ve Ritim, Para ve Sermaye ve Parçalar ve Cepler.
Okullar Okulu'nun konusu, öğrenmekten öğrenmek.
Okullar Okulu'nun öğrenmeye ihtiyacı var! Gezegenin her bir köşesinden, her türden bakış açısından ve tecrübeden öğrenmeye. Hem hali hazırda yapılmakta olan deneylerden, hem de yeni yaklaşımlara dair fikirlerden, standartlaşmış modellerin dışına çıkan bir öğrenmeye. Bizi fiziksel olarak bir araya getiren ya da çevrimiçi birbirimize bağlayan, İstanbul'da veya ötesinde gerçekleşecek bir öğrenmeye. Okullar Okulu, İstanbul'da 22 Eylül ile 4 Kasım 2018 arasındaki altı haftalık yoğun döneme ek olarak kendisini birçok yerde, çeşitli formatlarla ortaya koyacak.
Akdeniz ve Göç
Tasarım Bienali’nin tema sponsoru olarak İstanbul Kültür Üniversitesi, bienal odağında sekiz temadan biri olan Akdeniz ve Göç konusunu mercek altına alacak. Jeopolitikada kayma yaşanıyor ve merkezsizleşen dünya, hem benzerliklerin hem de farklılıkların kıymetini bilmeyi öğrenmeyi gerektiriyor. Akdeniz, sosyal, kültürel ve teknolojik bağlantıların karmaşıklığının izini sürebilmek ve öğrenmek için, çoğulluklara, açıklığa, hayrete ve saygıya vurgu yapan bir deney vakası olarak ele alınacak. Üç kıtaya yayılan, yirmiden fazla ülkeyi ve ondan fazla dili barındıran Akdeniz, bir mikroevren ve çağdaş küreselleşmenin ana istasyonlarından biri. Ve göç yoluyla da fiziksel olarak kapladığı bölgenin çok ötesine uzanıyor. Çeşitlilik ve çok kültürlülük konusundaki eleştirileri de göz ardı etmeden, birbirimize nasıl tekrar bağlanabilir ve birbirimizden nasıl yeniden öğrenebiliriz?